22 Mayıs 2016 Pazar

MAHREMİYET (PRIVACY)

Amerikalı bir yargıç onu “kişinin yalnız kalma özgürlüğü” olarak tanımlıyor. Yine yasalardaki tariflerinden birisine göre “başkasının etkisi altında kalmadan karar verebilme” imkânı olarak karşımıza çıkıyor. Peki, nedir mahremiyet veya diğer ifadesiyle gizlilik. Bizler için önemi sadece sosyal açıdan değil bilimsel açıdan nedir hızlıca bir bakalım.

Konuya taksonomik açıdan yaklaşıldığında iki temel türü var: anayasal mahremiyet ve bilgi merkezli mahremiyet. Anayasal mahremiyet daha çok kişinin kararlarını özgürce ifade edebilmesi veya susma hakkını kullanmasıyla ilgili. Devletler vatandaşlarına bu konuda imkân sağlamakla yükümlü. Mahremiyetin bu sınıfında mahremiyeti sağlayacak olan güç vatandaşların birçok ihtiyacını karşılamakla yükümlü olan devlettir. Bilgi merkezli mahremiyette ise kontrol bilginin sahibi olan kişidedir. Yani kişiler kendilerine ait olan bilgileri/verileri istedikleri şekilde paylaşabilirler.

Bilgi merkezli mahremiyet özellikle son dönem yaşanan teknolojik gelişmeler nedeniyle daha gündemde olan mahremiyet çeşidi. Her gün bilgi, resim, yorum, beğeni v.s. paylaşımı yaptığımız sosyal medya kaynaklı sorunlar bilgi merkezli mahremiyet ile ilgili. Hadi biz o bilgileri bilinçsizce dahi olsa bilerek paylaşıyoruz. Başımıza bir şey gelse dahi bu bizim hatamızın sonucu. Ya bir de bizim bir hatamız olmadığı halde başımıza gelenler veya gelebilecek olanlara ne demeli. Örnek mi istiyorsunuz? Siz bir web sayfasına ikinci seferde daha hızlı girebilmek için bir şeye izin veriyorsunuz ve karşıdaki sistem sizin bilgisayarınıza adına çerez denen metin parçaları atıyor. Bu metin parçaları bilginiz haricinde sizden veri toplamada kullanılabiliyor. Ayrıca; siz bir web sitesinden hizmet almak için kayıt bilgileri veriyorsunuz ve bu bilgiler sizin izniniz olmadan başkalarına satılıyor. Bizim her bilgimizi, her görüşmemizi tutan dünyaca ünlü uygulamaların uluslararası istihbarat örgütleriyle veri paylaştığını sanırım herkes duymuştur. İnsanın aklına hemen anayasal koruma geliyor fakat kimin ülkesinin anayasasına göre korunacak. Hizmeti alanın yasaları farklı hizmeti sunanın yasaları farklı. Bu durum özellikle de adına bulut bilişim dediğimiz mecrada son derece vahim boyutlarda. Sahibi olmayan verilerin doğal olarak mahremiyet eksenli koruması da eksik.

Gelişen bilgi teknolojileri bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan da bize zarar verebiliyor, en büyük zarar ise sanırım mahremiyet konusunda. Belki konuyu abarttığımı düşünen olabilir ama abartmadığımı bazı örneklerle ifade etmek istiyorum. Çok sıklıkla yaptığımız yerini bildir özelliği sayesinde saldırılara ne denli açık olduğumuzu dememe gerek var mı? Paylaştığımız resimler sayesinde inançlarımızla ilgili herkese ne kadar bilgi sunduğumuzun farkında mıyız? Bankacılık işlemlerinde sorulan annenin kızlık soyadı basit bir iki profil gezintisi ile bulunamıyor mu? Kişiler arasındaki gruplaşmalar uzman olmayan kişiler tarafından da tespit edilemiyor mu? Bunu artırmak mümkün. Ne yapmak mı lazım…

Eğer mahremiyet yasal olarak korunan bir olgu ise ve artık bütün dünya aynı ortam üzerinde geziniyorsa birleşmiş milletler oturmalı ve bilişimle ilgili bütün dünya ülkelerini bağlayan mahremiyeti destekleyici yasalar çıkarmalı. Kendi verilerini korumak durumunda olan biz vatandaşlar ise birincisi sosyal medya uygulamalarında hesap ayarlarının ne olduğuna çok iyi şekilde çalışmalı. Ayrıca, arkadaşlarınıza güveniyorsanız bile arkadaşlarınızın arkadaşlarına güvenmek durumunda olmadığınızı hatırlatmak isterim. Son bir tavsiye hep ortalıkta görünmek isteyen kişiler bu durum size faydadan çok zarar getirecektir biraz geride kalmayı lütfen öğrenin. Takip edin, paylaşın ama mahrem kalması gereken şeylerinizi de paylaşmayın yoksa sanal âlemin insafına güven olmaz J


Mayıs 2016, Sivas
Hidayet TAKCI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki yarım bir tam etmez

Bir bütünün iki parçaya ayrılıp sonra bir araya getirilmesi bütünden bir şey eksiltir mi, miktarından bir şey eksiltmez ama bütünlüğünden ek...